Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Mit Tırları haberinden sonra hakkında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklandı ve cezaevine girdi. Daha önce meslek dayanışmasının "meslek kutsanmasına" dönüştüğünü yazmaya çalışmıştım. Can Dündarın tutuklanması beklendiği üzere tepki çekti ve bir çok köşe yazısı yazıldı. Yazanlardan biri de YeniŞafak Gazetesi yazarlarından Ali Bayramoğlu oldu.
Ali Bayramoğlu yazısını "Gazeteciler kutsaldır, gazetecilik bağımsızdır" bağlamına oturtmuş. Özgürlükler mevzusunda Ali Bayramoğlu ile aynı düşünmek zorunda değiliz. Ama gerçeği çarpıtmaya Ali Bayramoğlu'nun bile hakkı yok.
Yazdığı şu cümlelerden bahsediyorum, "Hükümete göre Türkmenlere insani yardım, muhalefete göre ise silah taşıyan konvoylara, cemaat siyasi iktidarı sıkıntıya sokmak için kendi savcı ve polisiyle baskın yapmış ve silah taşıma iddiasını ortaya atmış olabilir. Bu baskının, doğru ya da yanlış veya abartılı bilgi ve belgelerini bir şekilde yaymış, gazetecilere aktarmış olabilir"
Ali Bayramoğlu tam burada büyük bir gerçeği ya ıskalıyor ya da çarpıtıyor. Muhalefet(ali bayramoğlu yazısında muhalefet derken cemaatten CHP'ye Taraftan Sözcüye oluşan büyük koalisyonu dahil etti mi bilmiyorum ben ediyorum ) bu silahların Türkmenlere gittiğini iddia etmedi. O silahların İŞİD'e gittiğini iddia etti. Hatta bunu İŞİD'in Recep Tayyip Erdoğan'ın emriyle MİT tarafından kurulduğu iddiasını desteklemek amacıyla söyledi. Bunu da bu ülkeyi yöneten siyasi kadroları uluslarası savaş suçları mahkemesinde yargılatmak amacıyla yaptı.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/296432/_Devlet_isi_yapiyorduk_.html
http://www.cumhuriyet.com.tr/foto/foto_galeri/296413/1/Kirli_operasyon.html
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/291913/MiT_ten_cihatci_sevkiyati.html
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/273117/Devletin_ISiD_le_temasi_vardi.html
Cumhuriyet gazetesi de bu haber ve manşetlerde bu iddiaya gönüllü yardımcı oldu.
Denilebilir ki, Cumhuriyet yanlış yönlendirildi, gazeteci işini kötü yaptığı için yargılanamaz.
Cumhuriyet Ankara temcilcisi Erdem Gül'ün yazdığı haberde İŞİD bayrağı yokken sadece bayrakta bulunan kelimei tehvidden ve Sakallı olmalarından yola çıkıp İŞİD yazıyor. Erdem Gül'e bu haber CD içinde gelmediyse kendisi araştırarak yazdı. Yaptığı yalan haberle açıkça Cumhurbaşkanını uluslarası mahkemeye çıkartmaya çalışanlara destek veren bir kişi nasıl hesap verecek? Gazeteciler kendi aralarında toplaşıp yenilen yemeğin hesabını kitleyerek mi ?
Yanlış haberle, yalan haberin arasındaki farkı Ali Bayramoğlu gözden kaçırıyor. Gazetecilerin yanlış haber yapma hakkı vardır ama bilerek ve isteyerek yalan haber yapma hakkı yoktur. Hele hele bu yalan haberler yüzünden binlerce insan ölüyorsa bu hakkı hiçbir "vicdan" kabul etmez.
Yalan haberler 2 yıldır o kadar etkili oldu ki, başlarda dalga geçtiğimiz Bilal Erdoğan'ın Ciğeristan da çektirdiği hatıra fotoğrafı şimdilerde Rus Medyasında yayınlanıyor.
Türkiye'nin Suriyedeki mazlum ve mücahidler silah göndermesi Cumhuriyet Tarihi boyunca yaptığı en doğru iştir. Bu konuda Ali Bayramoğlu karşının taksisi olduğu için, buna karşı çıkmanın bu engellemenin asıl ayıp olduğunu yazmanın bir alemi yok.
Pinperest
28 Kasım 2015 Cumartesi
4 Kasım 2015 Çarşamba
Doğan Grubuyla Uzlaşmak Kucaklaşmak Mı?
01 Kasım 2015 seçimleri bitti. Seçimin sonucu kimsenin
beklemediği bir şekilde sonuçlandı. Herkes Ak Partinin 1. Parti olacağını
biliyordu da tek başına iktidarın geleceği, gelse bile bu kadar net ezici bir
sonuçla geleceğini kimse tahmin etmiyordu.
Sonuçlar Ak Partinin yoruma mahal bırakmayan zaferini
gösterdiği andan itibaren Ak Partiye çağrılar gelmeye başladı. Önce Ertuğrul
Özkök, sonra Hürriyet çağrı yaparak Ak Partiden Başbakan Davutoğlu’nun balkon
konuşmasında yaptığı gibi gerilimi sonlandırmak için adımlar atmasını istedi.
7 Haziran seçimlerinden bir gece önce haber ajansının resmi
hesabından “Diktatörden hesap sorun, oyunuzu HDP’ye verin” twiti atan Doğan
Grubunun yaptığı biat etmek olarak yorumlayanlar yanılıyor. Doğan Grubu’nun
“başarısının sırrı” değişen her siyasi konjonktürde güçlüden taraf olmak,
mevcut iktidarla (hükümet değil )iyi geçinmek, onu yönlendirmeye çalışmak ve
anlaşamazsa yeni bir alternatif yaratmak veya kendi içinde bir çatışma ortamı
yaratarak güçsüzleştirme yoluna gitmek ve en sonunda yok etmekte gizli.
7 Haziran Öncesi Ak partinin tek başına iktidar
olamayacağını ve CHP MHP HDP koalisyonu kurulabileceğini öngördüğü için tüm
mesaisini HDP’nin parlatılmasına harcadı. 7 Haziran sonrası MHP’nin kapıları
kapatması sonrasında Ak PARTİ CHP koalisyonunun ne kadar iyi olduğunu İTO
başkanının da yoğun çabasıyla Hürriyette görmeye başladık.
Koalisyon kurulmayıp seçimin tekrarlanacağı andan itibaren
Ak partiye taarruzlarını hızlandıran Doğan Grubu bu uğurda PKK’nın şehit ettiği
asker ve polisleri sanki gripten ölmüşler gibi haberleştirmeye, PKK’nın
öldürdüğü sivilleri özellikle çocuklarıysa hiç görmemeye başladı. Bu çarpıtma o
kadar aleni yapıldı ki, Dağlıca’da meydana gelen PKK saldırısı sonrası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın canlı yayında yaptığı açıklamayı bilerek
çarpıtarak verdiler ve yayılmasına neden oldular. Bu haber sonrasında Ak Parti
gençlik teşkilatının yaptığı protesto gösterisiyle dünyayı ayağa kaldırdılar.
Hatta bu saldırı sonrasında feda ettikleri çatlayan kutsal kapı camı Erdoğan ve
Ak parti karşıtlarının hacı olmak için ziyaret ettikleri mekân haline geldi.
İpek-Koza grubuna kayyum atanması sonrasındaysa “Ak
Parti’nin gidici olduğu” tezini işlemeye başladı. (Ertuğrul Özkök’ün son hafta
yazdıkları Hürriyet Arşivde yok sanırım teknik bir hata var ? )
Ak Parti daha önceki seçimlerde de Doğan Grubuyla kavga
etmiş seçim sonrası Doğan Grubunun yumuşamasıyla uzlaşma yoluna girmişti. Eline
7 Haziran-1 Kasım arası yaşadıkları geçti. Her seferinde barıştıkları Doğan
Grubu ilk fırsatta tekme atmaya devam etti. Toplumsal barış adına, Türkiye’nin
selameti ve kutuplaşmanın önlenmesi adına yapılacak olan Doğan Grubu ile
tekrardan uzlaşmak değil onların hükümet kurucu/yönetici/yıkıcı gücünü bir daha
geri gelmeyecek şekilde kırmaktır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
1. Emre Uslu 4 ay önce KCK içinde MİT’çiler var yazısını yazdı. Kimse ciddiye almadı. 2. Kemal Burkay Türkiye’ye geldiğinden bu yana PKK...
-
Malum Mısır'da darbe oldu. Darbe olduktan sonra yapılan bazı yorumlar ekranıma düştü. Ben de bu değerli görüşlerin kaybolmaması adına t...
-
Ne zaman takip etmeye başladım Cihat'ı bilmiyorum. Kıymetli ağabeyim Mülteci'nin bir #FF i sonrasında olduğunu hatırlıyorum sadece. ...